Yıkıcı Düşünce Kalıpları

 

  1. “Peki Ya” düşünüş şekli

Bu yıkıcı düşünüş şekli kaygılı kişilerde oldukça yaygındır. Bu düşünüş şekline örnekler şöyledir: “Ya işimi kaybedersem?” “Ya evimi kaybedersem?” “Ya çocuklarım madde bağımlısı olursa?” “Ya kalp krizi geçirirsem?” “Ya kanser olursam?”

“Peki ya” düşünüş şeklinin korku ve kaygı soluduğunu fark etmişsinizdir. Eğer “peki ya”lara odaklanırsanız, korkunuz büyür, ancak Tanrı’nın Sözü’ne odaklanırsanız, korkunuz kaybolur. Bu “peki ya” düşünüşlerini azaltın. Çünkü imanımızı dağıtır ve iman olmadan Tanrı’yı hoşnut etmek olanaksızdır.

“Peki ya” düşünüşü yerine Tanrı’nın Sözleri’ni düşünün, örneğin, “Tanrı bana her zaman zafer kazandırır”, “Beni güçlendiren Mesih aracılığıyla her şeyi yapabilirim”, “Eğer Tanrı benden yanaysa, kim bana karşı durabilir?”, “Tanrı kendisini sevenler için her şeyi iyilikle etkin kılmıştır”, “Tanrı senin için çalışıyor”. Bunlar Tanrı’nın Sözü’nde yer alan vaatlerdir ve bu sözlere güvenebileceğinizi biliyorsunuz.

Tanrı’nın Sözlerini her söylediğinizde, sanki bahçeye bir tohum ekmek gibidir. Tanrı’nın Sözlerini her ilan ettiğinizde, sanki o tohumu sulamak gibidir. Ama her “peki ya” dediğinizde, sanki o bitkiyi kökünden sökmek gibidir. Bu nedenle “peki ya” demeyin.

 

Tanrı Sözü’nün İlan Edilmesi

İman eden herkes için her şeyin mümkün olduğunu ilan ediyorum (Markos 9:23). “Peki ya” ile başlayan cümleleri sunağa bırakıyorum. Bu “peki ya” durumunun ve “peki ya” sözlerinin imanı yok ettiğini oysa iman olmadan Tanrı’yı hoşnut etmenin mümkün olmadığını kavrıyorum. “peki ya” diyerek Tanrı’nın vaatlerinin değerli tohumunu sökmeyi reddediyorum. Bunu yapmak yerine Tanrı’nın vaatlerini ilan edeceğim ve “Tanrı Sözü ne diyor” diyerek Tanrı Sözünü hatırlayacağım.

 

  1. Felakete Dönüştürme

Bu düşünüş şeklini “korkunç kılma” olarak adlandırıyorum çünkü aslında burada zihin hoş olmayan olayları büyük gösterir ve olduğundan daha korkunç, berbat bile hale sokar. Bu düşünce şekline göre kişi bir pireyi deve yapar. Felakete dönüştüren insanları genellikle iki kuruş değerinde bir soruna 10 lira harcayanlar olarak tarif ederim.

Felakete dönüştürmenin kullandığı sözcükler şunlardır: korkunç, berbat, iğrenç, dayanılmaz, rezalet, yıkıcı, katlanılmaz ve ümitsiz. Bunlar küçük bir durumu büyük bir stres haline dönüştürüp büyük kaygılara sebep olan uç sözcüklerdir. Yanan ateşe benzin dökmeye benzer, bu yanıcı sözler kaygı ateşini besler.

Ateşi söndürmenin tek yolu bu yanıcı ifadeleri sözcük dağarcığınızdan çıkartmak ve çok pratik, çok gerçekçi, daha az duygusal sözcüklerle değiştirmektir; örneğin, talihsizlik, uygun olmamak, zorluk, sıkıntılı, yakışıksız, rahatsızlık verici ya da tartışılabilir.

Bu tiyatroya bir son verin! Felakete dönüştüren düşünüş şeklini belirlemeyi ve azaltmayı öğrenin. Eşinizden ya da yakın bir arkadaşınızdan bu sözleri belirlemenize yardım etmelerini isteyin ve bu düşünceleri aşağıdaki gibi onay cümleleriyle değiştirmeyi öğrenin.

 

Tanrı Sözü’nün İlan Edilmesi

Bir şeyi felakete dönüştürmek yerine imanla oluşturulmuş sözler kullanmayı seçiyorum çünkü “Tanrı’nın, kendisini sevenlerle, amacı uyarınca çağrılmış olanlarla birlikte her durumda iyilik için etkin olduğunu biliyorum” (Romalılar 8:28). Felakete dönüştüren sözleri örneğin talihsizlik ya da uygunsuzluk gibi daha az duygu yüklü sözlerle değiştiriyorum. Bu yeni düşünce yapısı bende olağan bir hale gelip bir alışkanlık ve düşünüş şekline dönüşene dek uygulamaya devam edeceğim.

 

  1. Daima en kötü sonucu beklemek

Bu hem kaygı hem depresyon yaşayan bireylerde yaygın bir yıkıcı düşünce şeklidir. “Murphy Yasası” zihniyetine göre programlanmışlardır. Murphy Yasası’nı hatırlıyor musunuz? Bu Yasa, eğer bir şeyin kötüye gitme ihtimali varsa, büyük ihtimalle kötüye gidecektir der.

Bu tür düşünüşe örnek ifadeler şöyledir: “Eğer kötü bir şey olacaksa, mutlaka bana olur.” “Patronum bugün hiç bana selam vermedi, büyük bir ihtimalle benden nefret ediyor ve beni işten atacak.” “Kocam akşam yemeğine geç kaldı, eminim birisiyle ilişki yaşıyor.” “Çocuğumun ateşi ve baş ağrısı var, eminim menenjit oldu.”

Bir şeyi tekrar ve tekrar düşünüyorsanız, bu düşüncelerin yerine gelmesini duyuran bir peygamberlik sözüne potansiyel bir ortam yaratmış oluyorsunuz. En kötü ihtimali hayal etmekle aslında bilmeden kötü durumları bir mıknatıs gibi hayatınıza çekiyorsunuz. Galatyalılar 6:7 şöyle der: “Aldanmayın, Tanrı alaya alınmaz. İnsan ne ekerse onu biçer.”. Diğer bir deyişle, eğer toprağa en kötü durum senaryolarını ekerseniz, gün gelir bir en kötü durum biçersiniz.

En kötü olasılığı düşünmek yerine, başınıza iyi bir şeyler gelmesini bekleyin.

 

Tanrı Sözü’nün İlan Edilmesi

Mezmur 91:10’da yazılı olduğu gibi hiçbir kötülük bana ya da aileme gelmeyecek, hiçbir bela konutuma yaklaşmayacak. En kötü sonucu bekleme düşünce kalıbını kovuyorum ve ilan ediyorum: bugün ve bundan sonraki her gün benim ve ailemin başına yalnızca iyi şeyler gelecek. Tanrı’yı seven kişilerin hayatında her şeyin iyilik için etkin olduğunu kavrıyorum. Sevdiklerim ve ben, Tanrı’nın koruması altındayız.

 

  1. Hemen yargıya varma

Hemen yargıya varan kişileri “felaket tellalı” olarak adlandırıyorum çünkü bu yıkıcı düşünce kalıbı genellikle depresyona ve kaygıya sebep olur. Hayatlı bir şekilde karşılarındaki kişilerin ne düşündüklerini bildiklerine inanırlar, üstelik ellerinde bu inançlarını destekleyen bir gerçek yoktur. Depresyonu ve kaygıyı besleyen olumsuz varsayımları sürekli olarak ve bir alışkanlık halinde sürdürürler.

 

Örneğin, en sevdiğini lokantaya gidersiniz ve içeride iki arkadaşınızın sizsiz yemek yediklerini görürsünüz. Size bakarlar ve sonra aralarında bir şey konuşurlar. Siz de bunun üzerine hemen sizinle arkadaş olmak istemedikleri, size mesafe koydukları ya da fiziksel bir kusurda bulunduklarını varsayarsınız. Gerçekte o lokantada sizin için hazırladıkları bir doğum günü sürprizi hakkında konuşmaktadırlar ve onları orada gördüğünüz için sürprizi fark etmemiş olduğunuzu ümit ederler.

 

Bir yargıya vardığınızda bunu fark etmeyi öğrenin. İnsanlardan en iyisini bekleme gayretini gösterin. Gerçek olup olmadığını bilmediğiniz şeyler hakkında kaygılanmak yerine, bir sonuca varmadan önce konuyla ilgili daha fazla bilginin ortaya çıkması için beklemekte kararlı olun.

 

Tanrı Sözü’nün İlan Edilmesi

Hemen bir sonuca varmayı reddediyorum ama bunun yerine 1. Korintliler 13:7’yi uygulayacağım, bu ayette yazılı olduğu gibi sevgi “Sevgi her şeye katlanır, her şeye inanır, her şeyi umut eder, her şeye dayanır.”. Hemen bir sonuca varmayı reddediyorum ama bunun yerine düşüncelerimi yakalayıp Tanrı’nın Sözü ile uyumlu noktaya taşıyacağım. Bir yargıya varmak yerine yüreğimi korumayı ve iletişim kurduğumu herkesi sevmeyi seçiyorum.

 

 

  1. Siyah-Beyaz tarzı düşünüş

Eğer bu düşünüş şeklinin sıkıntısını yaşıyorsanız, şartları ve olayları gri bölümlerin bulunmadığı siyah ve beyaz olarak görürsünüz. Belki işini ya kusursuz ya da değersiz gören bir mükemmeliyetçisiniz. Belki ortalama bir iş performansını ya da ortalama bir notu tam bir başarısızlık olarak değerlendirebilirsiniz. Sizin düşünce yapınıza göre ikinci sırada olmak söz konusu olamaz. Kazanan olmak birinci olmaktır; bunun dışındaki herkes kaybetmiştir.

Bu yıkıcı düşünüş şekli sizi başarısızlığa, hayal kırıklığına, depresyona ve kaygıya götürür. Tam bir başarısızlık daima sadece bir adım ötenizdedir. Ödevinizi mükemmel bir şekilde yapmak için saatlerce çalışırsınız ya da ertelersiniz ve hiçbir zaman tamamlamazsınız çünkü mükemmel değildir, değersiz olduğunu hissedersiniz.

Ayrıca eğer mükemmeliyetçilikle mücadele ediyorsanız, kıyaslama tuzağına düşmemeye de özen göstermelisiniz. Kendini insanlarla kıyaslamak tatmin hissinin tersidir. Pavlus Filipililer 4:11 de şunları kaleme alır: “Bunu ihtiyacım olduğu için söylemiyorum. Çünkü ben her durumda eldekiyle yetinmeyi öğrendim”. Kıyasladığınızda kederleneceğinizi anlayın.

 

Sahip olmadıklarınıza odaklanmayın ve sahip olduklarınız için Tanrı’ya şükredin. Eski arabanızla ilgili şikayet etmek yerine, bir arabanız olduğu için Tanrı’ya övgüler sunun. Yeryüzündeki insanların çoğu bir arabaya sahip değildir. Tanrı’nın Sözü bizi şikayet etme hakkında uyarmaktadır. Filipililer 2:14 şöyle der: “Her şeyi söylenmeden ve çekişmeden yapın ki, yaşam sözüne sımsıkı sarılarak aralarında evrendeki yıldızlar gibi parladığınız bu eğri ve sapık kuşağın ortasında kusursuz ve saf, Tanrı’nın lekesiz çocukları olasınız. Öyle ki, boşuna koşmadığımı, boşuna emek vermediğimi görerek Mesih’in gününde övünecek bir nedenim olsun ”.

 

Tanrı Sözü’nün İlan Edilmesi

Sadece İsa mükemmeldi ve ben hiçbir zaman mükemmel olamam. Elimden gelenin en iyisini yapmayı ama kendimi hiç kimse ile kıyaslamamayı seçiyorum. Hata yapacak olsam bile kendimi her zaman bağışlıyorum, kendimi kabul ediyorum ve kendimi koşulsuzca seviyorum. (Her gün aynaya baktığınızda kendinize şunu söyleyin: “Hata yapacak olsam bile kendimi her zaman bağışlıyorum, kendimi kabul ediyorum ve kendimi koşulsuzca seviyorum” ).

 

  1. Uygulanamaz kurallar

Bu kişi genellikle kaygı tuzağında kapana sıkışmıştır. Genellikle yapılması gerekenler, mecburiyetler hakkında bir dizi keskin kuralı vardır ve hem insanlar hem olayları kendi küçük kutusuna sıkıştırmaya çalışır. Beklentileri gerçek dışıdır çünkü insanlar ve şartlar üzerinde hiçbir kontrolü yoktur.

 

Kurallar ne kadar yürütülemez ve gerçekdışı ise hayal kırıklığı da o kadar büyüktür. Bu hayal kırıklığı genellikle kaygı, kızgınlık, asabiyet, suçluluk, depresyon ve endişe olarak ortaya çıkar.

 

Bu tür düşünüş yapısını örnek şu şekildedir: “İnsanlar böylesine dikkatsizce araç kullanmamalılar ve benim yoluma çıkmamalılar.”

 

Eğer bu tür bir düşünce kalıbının sıkıntısını yaşıyorsanız, insanların belli şeyler yapmasını, toplumun belli bir şekilde yol almasını ya da şartların daima beklenen şekilde ortaya çıkmasını beklersiniz. Ancak hayat adil değildir ve hem şartlar hem insanlar sizi hayal kırıklığına uğratacaktır. Bu düşünüş şekli sizi gergin, öfkeli, acılıkla dolu ve kızgın yapacak ve depresyona ve/veya kaygıya sürükleyecektir.

 

Sağlıklı düşünen bir kişi kurması gereken tek olmalı cümlesinin Kutsal Kitap’a dayalı şu cümle olduğunu bilir: “Merhamet göstermeliyim, insanları affetmeliyim.” İnsanlar ve şartlar genellikle istediğimiz şekilde gelişmez. İsa, Matta 5:7’de şunu söylemiştir: “Ne mutlu merhametli olanlara! Çünkü onlar merhamet bulacaklar”. Diğer bir deyişle gerçekleşmesi mümkün olmayan kurallar yerine çevreme merhamet dağıttığımda merhamet bulacağım.

Bu bana Sefiller müzikalini hatırlatır. Jean Valjean bir ekmek somunu çaldığı için hapse atıldı ve orada çalıştı. Sonunda hapisten çıktı ve bir rahibin evinde pahalı şamdanlar ve pahalı eşyalar çaldı. Bu hırsızlığı gerçekleştirmiş olmasına rağmen, tutuklanıp rahibin evine götürüldüğünde rahip onu bağışladı ve onu getiren yetkililere eşyaları kendisinin verdiğini söyledi. Kendisine gösterilen merhamet armağanı öylesine büyüktü ki Jean Valjean hayatının geriye kalanını iyilik yapmaya adadı.

 

Tanrı Sözü’nün İlan Edilmesi

Tüm uygulanamaz kuralları serbest bırakıyorum; bunlar yerine iletişim kurduğum herkese sevgi ve merhamet göstereceğim ve onların nasıl davranması, nasıl hareket etmesi ile ilgili düşüncelerimi dikkate almayacağım. Sevgi kötülüğün hesabını tutmaz, bu nedenle kayıt defterimi atıyorum.

Sözcük dağarcığımdan olmalı ile başlayan ifadeleri atıyorum ve “tercih ediyorum” ve “arzuluyorum” ifadeleri ile yer değiştiriyorum. Olmalı ifadelerini yıkıyorum ve Mesih’e itaate tutsak ediyorum.

 

  1. Etiketleme

Eski bir söz olan, “İstediğin kadar konuş dur, beni yaralayamazsın” tamamen yanlış bir sözdür. Sözler duygusal olarak yaralar ve hem depresyona hem de kaygıya yol açan bir inanç sistemi oluşturur.

Bahçedeki yabani otları topladığımız gibi bu sözleri de toplamalıyız ve sözcük dağarcığımızdan çıkarmalıyız. Kendimiz ve diğer insanlar için kullandığımız yaygın etiketler şunlardır: salak, pislik, deli, sakar, beceriksiz, geri zekâlı, aptal, değersiz, zavallı, moron v.b. İşyerimde çocukların ve ebeveynlerin şakalaştıklarını ve sıklıkla birbirlerine bu sözleri kullandıklarını işitiyorum.

Bu aşağılayıcı ifadelerin insanları başarısızlığa, aklını yitirmeye, depresyona ve kaygıya götüren bozuk düşünce kalıpları oluşturduklarını hatırlatmak istiyorum. Bu etiketler insanın kendine duyduğu özsaygıyı ve öz değeri azaltır ve bunun sonucunda ise kendilerini hiçbir zaman sevemeyebilir ve bağışlamayabilirler.

 

Tanrı Sözü’nün İlan Edilmesi

2 Korintliler 5:17’ye göre ben Mesih’te yeni bir canlıyım ve bana karşı söylenmiş her tür olumsuz, aşağılayıcı, onur kırıcı etiketi iptal ediyorum. Diğer insanlara etiketler taktığım için tövbe ediyorum. İnsanlara olumsuz etiketler takma düşüncesini reddediyorum. Kendimi ve insanları Tanrı’nın gördüğü gibi görmek istiyorum. Tanrı beni “kıymetli” “sevgili”, “gözbebeğim” olarak adlandırır ve ben Tanrı’nın çocuğuyum.

 

  1. Olumsuz Filtre

Bu kişi genellikle olumlu ve iyi olan tüm bilgileri önemsemez. Genellikle olumlu olan her şeyi dikkate almaz. Diğer bir deyişle güzel bir iltifat duyabilir ama bunu genellikle önemsemez ya da güvenmez.

Bunun yerine aslında eleştirileri ve olumsuz bilgileri hatırlar. Tamamen kötü olana odaklanır iyi şeyler akıp giderken kötü şeylere tutunur. Genellikle kendisinin ya da başkalarının zayıflıklarına odaklanır ve kuvvetli yanlarını unutur, kendisi ve insanlar hakkında çok eleştirel davranır.

Bu dünyada kimse mükemmel değildir; hiç kimse her şeyi yapmaya yeterli değildir. Ancak yetersizliklerine, eksikliklerine ya da hatalarına odaklanan kişiler ümitsizlik çukuruna düşebilir. Bu nedenle bu düşünceyi “çukur düşüncesi” olarak adlandırıyorum. Genellikle depresyon ile yakından ilgilidir. Eğer “çukur düşüncesine” sahipseniz, hoş olmayan bir durumu alıp hayatınızın geri kalanının bu göre gelişeceğine inanarak büyük olasılıkla aşırı genelleme yaparsınız. Büyük ihtimalle her zaman ve asla sözcüklerini çok kullanırsınız. “Her zaman böyle olacağım” ve “Hiçbir zaman değişmeyeceğim” gibi düşünürsünüz. Kullandığınız bu her zaman ve asla sözcüklerinin mutlak sözcükler olmadığına dikkat edin, değişemeyeceğiniz fikri ile size bir tuzak kurulduğuna dikkat edin.

Eğer bu mücadele ettiğiniz bir konu ise size bir kez daha iltifat edildiğinde, bunu kabul ederek tadını çıkartın. Doğru olan bir iltifatı ya da övgüyü lütufla kabul etmenin gururla ilgili bir yanı yoktur. Bu kaygıyı azaltmakla kalmayacak ama aynı zamanda hayatınıza zenginlik de katacaktır. Yıllar önce bir kilise önderinden şu sözü işitmiştim: “Zaferlerini ve başarılarını hatırla ama başarısızlıklarını ve eksikliklerini unut.”

 

Tanrı Sözü’nün İlan Edilmesi

Bu olumsuz düşünce kalıbından dolayı tövbe ediyorum. Yeşaya 61:3’ü cesaretle ilan ediyorum. Tanrı bana ağırlık ruhu yerine övgü giysisi verir. Eski olumsuz zihinsel filtreyi çıkartıyorum, yeni övgü ve şükran giysisini giyiniyorum.

 

Filipililer 4:8’e göre yalnızca olumlu düşünceleri seçiyorum, bu ayette gerçek, saygıdeğer, doğru, pak, sevimli, hayranlık uyandıran, erdemli ve övülmeye değer şeyleri düşünmem söylenir. Tanrı benim düşünce filtremi olumlu bir filtreye çevirdi. Beni korkunç bir çukurdan çıkardı ve ağzıma yeni bir şükran ve övgü ilahisi koydu. Akşam haberleri gerçek, saygıdeğer ve doğru olsa da neredeyse hiçbir zaman pak, sevimli, hayranlık uyandıran, erdemli ve övülmeye değer değildir. Tüm düşünceleri, medyayı, televizyon programlarını, filmleri ve hatta kendi sözlerimi bile Filipililer 4:8’e göre değerlendireceğim. Bir şey tüm bu kriterlerden geçemezse izlemeyi, düşünmeyi ya da konuşmayı reddediyorum.

 

  1. Duygusal mantık yürütme

Bu yıkıcı düşünce kalıbına sahip kişiler kendi duygularını bilimsel bir gerçek gibi görürler. Eğer depresyonda ya da kaygılı hissediyorsa, kötü bir şeylerin başına geleceğine inanır. Eğer yetersiz hissediyorsa kötü bir şey yapmış olduğunu düşünür. Eğer insanlar tarafından reddedilmiş hissediyorsa, değersiz olduğunu düşünür. Eğer gireceği bir sınav için ümitsiz hissediyorsa, sınava bile girmeyebilir. Duyguları onu mağlubiyete uğrattığından dolayı vazgeçme denenmesi ile mücadele eder.

Sağlıklı düşünen kişi duyguları ile kendi öz değerini birbirinden ayırır. Şu anki duygularını geleceğin olaylarından ayırabilir. Hislerine rağmen içinde bulunduğu durumu Tanrı’nın vaatlerine inanarak, itiraf ederek, derin derin düşünerek ve Tanrı’nın isteğinin her durumda gerçekleşmesi beklentisinde olarak değiştirebileceğine inanır.

Olumsuz duygular olumsuz ve depresif düşünceler düşündüğünüzün işaretidir. Derhal bu duyguların kökünde bulunan düşüncelere ve inançlara ulaşmalısınız ve zihninizi kanalını şükran kanalına değiştirmelisiniz.

 

Tanrı Sözü’nün İlan Edilmesi

Duyguların ve hislerin etkisi altında olmayacağım çünkü doğru kişi imanla yaşayacak (İbraniler 10:38) ve iman olmadan Tanrı’yı hoşnut etmek olanaksızdır (İbraniler 11:6). Sarsılmayacağım çünkü içinde bulunduğum durum hislerime değil, Tanrı’nın söyledikleri temeline dayanır. Galatyalılar 6:9’da Pavlus şöyle söyler: İyilik yapmaktan usanmayalım. Gevşemezsek mevsiminde biçeriz”. Hiç duraksamadan ümidime sımsıkı sarılacağım çünkü vaat eden Tanrı sadıktır. Tanrı’nın benim hakkımda söylediği vaatlere inanıyorum ve duygularımın beni kontrol etmesini reddediyorum.

 

  1. Suçlama oyunu

Depresyonda olan ve kaygılı pek çok kişi, insanları ya da Tanrı’yı suçlama tuzağına düşmüşlerdir. Bu durum öfkeye, husumete, acılığa, depresyona ve kaygıya yol açan bir duygu ve düşünce kısır döngüsünü yaratır.

Mağdur zihniyetine sahip kişiler işte bu bozuk düşünürler sınıfına girerler. Kendilerinin içinde bulundukları şartların kurbanı olduklarını ve başlarına gelen her kötü şeyin başka bir kişinin suçu olduğunu düşünürler. Bu düşünüş yapısına bir örnek şu şekilde olabilir: “İşimi kaybetmem onun suçu [eşini işaret eder] çünkü sabahları kahvaltımı vaktinde hazır etmeyip işe geç kalmama sebep oldu.” Bu kişi hiçbir sorumluluk almamıştır.

Bu yıkıcı düşünce kalıbından özgür olmak için öncelikle şunu fark etmek önemlidir: suçlama oyunu kendi hatalarınızı sorumluluğunu almanıza engel olur ve suçu bir başkasına atar. Suçlama sizi geçmişe hapseder; aynı zamanda kendinizi değerlendirmenizi ve hayatınızı kundaklamaya devam eden düşünce yapılarını ve düşünce kalıplarını tanıyıp yok etmenizi engeller. Suçlamak yerine sorumluluğu alın, kendinizi bağışlayın ve insanları suçlamayı bırakın. Eğer suç gerçekten o kişininse onu bağışlayın. Bağışlamanın bir his olmadığını bir karar olduğunu fark edin. Bugün suçlamak yerine bağışlamayı seçin – bunu karşınızdaki kişi için değil, kendi fiziksel ve duygusal huzurunuz için yapın.

 

Tanrı Sözü’nün İlan Edilmesi

Kendime, insanlara ve Tanrı’ya yönelik tüm suçlamalarımı bırakıyorum. Tanrı’nın Sözü şöyle söyler: “Ne mutlu merhametli olanlara, onlar merhamet bulacaklar.” Yaralanmış olmama rağmen bağışlamayı ve bu borcu iptal etmeyi seçiyorum. Bağışlama bir buyruktur ve eğer bağışlamazsam, bağışlanmayacağımı anlıyorum (Markos 11:25-26). Her yarayı ve acıyı suçlamayı ya da tekrar masaya getirmeyi reddediyorum. Bağışlamanın bir his olmadığını bir karar olduğunu fark ediyorum. Suçlamak yerine bağışlamayı seçiyorum.

Kaynak: Don Colbert

 

 

Duaya Mı İhtiyacınız Var?

Buraya Tıklayın