Tanrı’nın Gücünü Serbest Bırakmak

Tanrı, Mesih’teki temsilcisi olduğumuzda bize verdiği güç ve yetkiyle yürümemizi mümkün kılmıştır. Yaratılış kitabı Tanrı’nın insanı nasıl kendi benzeyişinde yarattığını açıklar ve Tanrı, ona yeryüzündeki kâhyalık görevini verir. Yaratılış 1:28, “Onları kutsayarak, “Verimli olun, çoğalın” dedi, “Yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın”. İsa, günah ve ölümden kurtulmamamız için özgürlüğümüzün bedelini ödediğinde, dünyadaki işine devam etmemizi istedi. Matta 10: 1’de bu görevi açıklar. “İsa on iki öğrencisini yanına çağırıp onlara kötü ruhlar üzerinde yetki verdi.” İsa imanlılara krallığını burada, yeryüzünde kurma yetkisini ve bunu yapabilmemiz için bize kendi gücünü verdi.

Peki bu görevi nasıl başarabiliriz? Kutsal Ruh aracılığıyla Tanrı’nın gücünün bir kanalı olmalıyız. Pavlus, Romalılar 15’te bu konuda şöyle der. “Ulusların söz dinlemesi için Mesih’in benim aracılığımla, sözle ve eylemle, mucizeler ve harikalar yaratan güçle, Kutsal Ruh’un gücüyle yaptıklarından başka şeyden söz etmeye cesaret edemem.” Pavlus, kendisini izleyenleri belirtiler ve harikalarla İsa Mesih’in İyi Haber’ine ikna edebildi.

İsa, çarmıha gitmeden önce bu görevden bahsetmeye başladı. Öğrencilerine konuştu, yetkisini onlara verdiğini söyledi. Bunu Luka 9: 1’de görüyoruz. “İsa, Onikiler’i yanına çağırıp onlara bütün cinler üzerinde ve hastalıkları iyileştirmek için güç ve yetki verdi. Onları Tanrı’nın Egemenliği’ni duyurmaya ve hastalara şifa vermeye gönderdi.” Matta 10: 8,“Hastaları iyileştirin, ölüleri diriltin, cüzamlıları temiz kılın, cinleri kovun. Karşılıksız aldınız, karşılıksız verin.” İsa’nın gücünün cennete geri döndüğü zaman sona ermediği açıktır; ancak başlattığı işini O’nun yetkisiyle ve gücüyle donanmış olarak devam ettirme buyruğunu bizlere vermiştir.

İsa Mesih’e inananlar olarak, Krallığa girmemiz için ödediği bedelle her şeye erişebiliriz. İmanımız büyürken, kurtuluş, şifa ve mucizeler görmek için Tanrı’nın gücüyle bağlantı kurabiliriz. Efesliler 1: 19’da Pavlus bu gerçeği benimsememizi istiyor. “O’nun çağrısından doğan umudu, kutsallara verdiği mirasın yüce zenginliğini ve iman eden bizler için etkin olan kudretinin aşkın büyüklüğünü anlamanız için, yüreklerinizin gözleri aydınlansın diye dua ediyorum. Bu kudret, Tanrı’nın, Mesih’i ölümden diriltirken ve göksel yerlerde sağında oturturken O’nda sergilediği üstün güçle aynı etkinliktedir.” Bu, dirilişin gücüdür! İnandığımızda O’nun sözüne göre olacaktır. Markos 16: 20’de, “Öğrencileri de gidip Tanrı sözünü her yere yaydılar. Rab onlarla birlikte çalışıyor, görülen belirtilerle sözünü doğruluyordu.” Tanrı’nın gücünde ve yetkisinde yürümemiz, O’nun krallığını cennetteki gibi yeryüzüne getirmemiz, O’nun planıdır.

Kaleleri Yıkmak

Zihinde var olan bir kale, bir inanç sistemine tutunup onu sürdüren bir yapıdır. Askeri açıdan bir kale, bir sığınak ya da hisar olabilir. Bir kaleyi fethetmek zordur, çünkü güçlendirilmiş bir biçimde korunmaktadır. Zihindeki bir kale de güçlü bir şekilde takviye edilmiştir ve kolay aşılamaz.

Bir düşünceye veya yalana inanıldığında zihinsel bir kale ortaya çıkar. Bu inanç, gerçek olarak kabul edildikten sonra, gelen tüm bilgiler bu düşünceyi bir yapıya dönüştürmeye başlar. Her bir bilgi parçası eklendikçe, yapı gittikçe katılaşmakta ve sökülmesi daha zor bir hale gelmektedir. Bu yapı bir yalana dayanıyorsa, o yalana ilişkin her düşünceyi canlandıracaktır.

Zihinsel kaleler, düşman tarafından bu kalenin olduğu her yerde bizi aldatmak için kullanılabilir. İlişkilerde ve hatta kendi kimliğimizde bile yıkıma açık bir kapı olabilir. Kalelerin yıkılması zor olabilir, ancak Tanrı ile her şey mümkündür. 2. Korintliler 10: 3-5’te şöyle diyor: “Olağan insanlar gibi yaşıyorsak da, insansal güce dayanarak savaşmıyoruz. Çünkü savaşımızın silahları insansal silahlar değil, kaleleri yıkan tanrısal güce sahip silahlardır. Safsataları, Tanrı bilgisine karşı diklenen her engeli yıkıyor, her düşünceyi tutsak edip Mesih’e bağımlı kılıyoruz.” Tanrı bize, şeytanın bizi yok etmek için kullandığı yapıları etkili bir şekilde yıkabilecek silahları verdi.

Tanrı’nın özgürlüğümüz için stratejisi duadır ve Tanrı Sözü’nü bir silah gibi kullanmaktır. Aslında, Söz’e Ruh’un Kılıcı da denir. İbraniler 4:12, “Tanrı’nın sözü diri ve etkilidir, iki ağızlı kılıçtan daha keskindir. Canla ruhu, ilikle eklemleri birbirinden ayıracak kadar derinlere işler; yüreğin düşüncelerini, amaçlarını yargılar.” diyor. Aklımız ve ruhumuz Kutsal Ruh’la birleştiğinde, Tanrısal Söz içimizde bulunan yalanı ortaya çıkarmaya başlar. Yalanı uzaklaştırmak için Tanrı Sözü’nü kullanmaya devam ederken, Tanrı’nın Sözü’ne güvenerek, zihinlerimizde sağlıklı bir gerçek oluşturmaya başlayabiliriz. Her bir kale için Kutsal Ruh’tan gerçeği açıklamasını isteyebiliriz. Yuhanna 16:13 bize “Ne var ki O, yani Gerçeğin Ruhu gelince, sizi tüm gerçeğe yöneltecek.” der. Bu güçlü bir vaattir. Her birimizde zihinsel kaleler var. Fakat biz gerçeği arayıp onu hayatımızda uygulamaya başlarsak, özgür yaşamaya da başlarız.

Ruh’un Meyvesi

Hristiyanlar olarak, biz Tanrı’nın Krallığına doğduk ve O’nun Ruhuyla doldurulduk. İman ettiğimiz anda Kutsal Ruh, ruhumuzda yaşamaya başlar ve O bizim öğretmenimiz, tesellicimiz, rehberimiz ve Tanrı’nın sesi olur. O geldiğinde yeni bir yaratık oluruz. Artık günahkâr bir doğaya tabi değilizdir, yalnızca Tanrı’nın doğası içimizde yaşar. Yeni bir yaratık olarak, Kutsal Ruh, bize Ruh’un meyvesini bir armağan olarak verir. Galatyalılar 5: 22-23,24 bize bunu anlatır. “Ruh’un ürünüyse sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk ve öz denetimdir. Bu tür nitelikleri yasaklayan yasa yoktur. Mesih İsa’ya ait olanlar, benliği, tutku ve arzularıyla birlikte çarmıha germişlerdir.”

Görüyorsunuz ya, Kutsal Ruh’u aldığımızda bize harika bir hediye verildi. Bize Tanrı’nın niteliklerine göre yeni bir yaratık olaraktan davranma yeteneği veriyor! O’nun yönetimine boyun eğmeliyiz. Bu otomatikman kendi kendine olmaz. Kutsal Ruh asla bizi kontrol etmez, aksine O’nun bize liderlik etmesine ve yönetmesine izin veririz. Galatyalılar 5:25, “Ruh sayesinde yaşıyorsak, Ruh’un izinde yürüyelim. Boş yere övünen, birbirine meydan okuyan, birbirini kıskanan kişiler olmayalım.” der.

Tanrı, doğaüstü biçimde, bizim İsa’nın yeryüzündeki bir temsilcisi olarak yürümemizi sağlar. Tanrı’nın arzusu, yaşamlarımızın İsa’nın yaşamını yansıtmasıdır. Başkaları kim olduğumuzu ve hayatımızı nasıl yönettiğimizi görmek için buna bakacaklardır. Yaşamlarımızda sergilenen meyve ile tanınırız. Matta 7: 17-18, “Bunun gibi, her iyi ağaç iyi meyve verir, kötü ağaç ise kötü meyve verir. İyi ağaç kötü meyve, kötü ağaç da iyi meyve veremez.” Meyvelerimizle tanınırız ve biliniriz!

Tanrı’nın en önemli buyruğu, Tanrı’yı sevmektir. Aynı zamanda başkalarını kendimizi sevdiğimiz gibi sevmektir. Markos 12: 30-31 bize “Tanrın Rab’bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün aklınla ve bütün gücünle seveceksin.’ İkincisi de şudur: ‘Komşunu kendin gibi seveceksin.’ Bunlardan daha büyük buyruk yoktur.” Tanrı bizim bu gerçekte sevmemizi ister ve sonra bize O’nun sevgisinde yürümemiz için doğaüstü bir yetenek verir. Bu sevgiyle Ruh’un bütün meyveleriyle birlikte yürüyebiliriz. Sevinç ve esenlik içinde yürüyebiliriz, çünkü kalplerimiz O’nunla doludur. Başkalarına sabır, nezaket ve iyilik gösterebiliriz. Tanrı’ya ve başkalarına olan sadakatimizle tanınırız. Ve bizzat öz denetim sergilediğimiz gibi, Tanrı’nın hayatımızdaki işlerini de göstermiş oluruz.

Bu doğaüstü hayata erişebildiğimizi bilmek önemlidir, ancak Tanrı’nın Ruhu aracılığıyla bizi değiştirmesine, bize nüfuz etmesine ve daha sonra bizi dünyaya sergilemesine izin vermeliyiz. Tanrı, yeryüzünde O’nun Krallığının ortaya çıkmasını görmek için O’nunla ortak hareket etmemizi ister. Bu özellikle her birimizde Ruh’un meyvesini sergilediğimizde ortaya çıkar.

Zehirli Bir İnsanın Belirtileri

Zehirli olarak adlandırılması gereken insanlar vardır. Birisinin zehirli olduğunu nasıl bilebilirsiniz? Zehirli davranışı nasıl tanımlarsınız?

Zehirli insanların ortak birçok özelliği vardır. En zehirli davranış, duygusal bir ihtiyacı karşılamak için ortaya çıkar. Zehirli insanlar genellikle bir tür travmadan veya ihmalden geçmişlerdir ve tüm enerjilerini doyumsuz görünen bu duygusal ihtiyacı doldurmaya çalışarak harcarlar. Zehirli insanlar diğer insanları ve durumları kendilerini odak noktası olacak şekilde yönlendirirler. İhtiyaç duydukları aşırı dikkati alamazlarsa, öfkeli, somurtkan veya pasif-agresif olabilirler.

Zehirli insanlar, başkalarının dikkat veya övgüsünü almak için mücadele ederler. Bu, kurnazca veya aşikar olabilir. İyi yapılmış bir iş için övgü ararlar veya her zaman son sözü söyleyip hikayenin sonunu kendileri hazırlamak zorunda hissederler.

Zehirli insanlar genellikle kontrolü elinde tutarlar. Sonucu kendi lehine yönlendirmek veya kendilerini iyi göstermek için her durumu kontrol etmeye çalışırlar. Derin köklü ihtiyaçlarının karşılanmayacağını bilerek kontrolü başkalarına vermekten korkarlar. Örneğin, çocukları gibi önce gelmesi gerekenlerin zararına dahi olacak olsa bile, bir durumu kontrol etmek ve değiştirmek için birçok farklı davranış biçimi kullanırlar. Zehirli ebeveynler çocuklarını manipüle edebilir, böylece gerçekte olduğundan daha iyi ebeveynler gibi gözükürler. Romalılar 16: 17-18, “Kardeşler, size yalvarırım, aldığınız öğretiye karşı gelerek ayrılıklara ve sapmalara neden olanlara dikkat edin, onlardan sakının. Böyle kişiler Rabbimiz Mesih’e değil, kendi midelerine kulluk ediyorlar. Saf kişilerin yüreklerini kulağı okşayan tatlı sözlerle aldatıyorlar.”

Zehirli insanların bir tartışmayı çözmek istemediklerini anlamak önemlidir. Dramdan beslenirler. Sizin duygusal dengenizle oynayarak güçlerini korurlar. Sürekli olarak size çözüm sunmadan tüketen biriyle uğraşıyorsanız, bu zehirli bir kişiyle karşı karşıya olduğunuz anlamına gelir. Süleyman’ın Özdeyişleri 22: 24-25 “Huysuz kişiyle arkadaşlık etme; Tez öfkelenenle yola çıkma. Yoksa onun yollarına alışır, Kendini tuzağa düşmüş bulursun.” der.

Zehirli insanlarla baş etmenin en iyi yolu nedir? Zehirli insanlara karşı sağlıklı sınırlar oluşturmak çok önemlidir. Sınırlar başkalarına, ne beklendiğini ve hangi davranışlara tolerans gösterilmeyeceğini bildirir. Zehirli insanlar sınırları kabul etmekte güçlük çekecek ve büyük olasılıkla ilk önce onlara saygı duymayacaklardır. Eğer zehirli bir kişi sınırlarınıza saygı duymazsa, onlarla tüm bağlarınızı kesmeniz gerekir. Sınırlarınıza saygı duyduklarındaysa, sizinle tekrar etkileşime girmelerine izin verebilirsiniz.