Seni Böyle Seviyorum

İlk kızım doğduktan sonra, gün boyunca kucaklamak, sarılmak ve öpmek istiyordum. Birkaç ay sonra, sıkıştırılmaktan, kucaklanmaktan ve öpülmekten hoşlanmadığını fark ettim. Beni ret mi ediyordu? Ben kötü bir anne miydim? Araştırmalara göre, ona olan sevgimi ifade biçimim, onun benden sevgiyi almak istediği biçim değildi. Birçok araştırma gösteriyor ki, benim için, çalışanlara minnettarlığımı gösterme şeklim sevgi olarak algılanmayabiliyor. Ben en derin minnettarlığımı sunarken bu bir şükran olarak algılanmayabilir. “Birbirinizi sevin” basit bir kavramdır, ancak başkalarını doğru bir şekilde sevmek zaman ve çaba gerektirir.

Beş Sevgi Dili
Gary Chapman 5 Sevgi Dili adlı kitabında bize çok yardım eden beş farklı sevgi dilini tanımlar. Bu beş dil şu şekildedir:

  • Hizmet Davranışları
  • Fiziksel Temas
  • Nitelikli Beraberlik
  • Armağan Alma
  • Onay Sözleri

Farklı sevgi dillerini gördükten sonra kendimizi biraz daha iyi anlıyoruz. Listeye baktığımda hemen dilimin ne olduğunu biliyorum. Sarılmayı severim; yani, fiziksel temas benim ilk sevgi dilimdir. Ayrıca, onay sözleri benim sevildiğimi ve takdir edildiğimi bilmemi sağlar. Bana iyi bir iş çıkardığımı söylersen, bir proje tamamlamak için daha fazla çalışırım. Öte yandan, işimi yararlı bir danışman olmadığım şeklinde eleştirirsen, cesaret kırıcı sözler yüzünden vazgeçerim. Sevgiyi ve takdiri ifade etmek, başkalarını uygun şekilde teşvik eder ve evdeki ya da işyerindeki uyuşmazlığı azaltır.

Kim olduğumuzu yansıtan bir şekilde sevgi ve minnettarlık almadığımız takdirde, ihmal edildiğimizi ve kötü muamele gördüğümüzü hissederiz. Sevgi ve takdiri ifade edemeyen ya da etmeyen kişiler arasında, çevrelerindeki insanlarla bağlantı sağlayacak şekilde bir çatışma ortaya çıkabilir. Doğru sevgi diliyle sevilmeyen bir eş, sevilmemiş hissedip, şikayet edebilir ve ilişkiden vazgeçebilir. Sevgiyi doğru sevgi diliyle almayan bir çocuk yanlış davranabilir. Bir projedeki yardımından sonra takdir edilmeyen bir iş arkadaşınız, gelecekte size destek olması için başka bir göreve yardım etmeyi reddedebilir veya elinden gelenin en iyisi yapmamayı seçebilir. Çözüm beş dilde nasıl sevileceğini öğrenerek mümkün olduğu kadar sevmektir.

Hizmet Davranışı
Hizmet davranışı başkaları için yaptığımız basit eylemlerdir.

  • Başkasına kahve / çay ya da atıştırmalık götürün.
  • Bir dolabı / odayı / depoyu temizleyin, organize edin. Yapılması gereken yer her neresiyse…
  • Aile / arkadaşlar / iş arkadaşları ile paylaşılacak özel bir yemek düzenleyin.
  • Bahçe işlerini, basit tamir işlerini yapın. Başkasının arabasını yıkayın.

Fiziksel Temas
Fiziksel temas genelde aile ya da ev arkadaşları arasında uygun bir davranıştır. İşyerinde pek de uygun olmaz.

  • Kucaklamak / Öpmek
  • Beşlik çakmak
  • Yumruk tokuşturmak
  • Sırtını Sıvazlamak

Nitelikli Beraberlik
Nitelikli beraberlik bu sevgi diline sahip kişi tarafından tanımlanır. Sadece aynı anda aynı odada bulunmak gibi basit bir şekilde olabileceği gibi, bir etkinliğe coşkulu bir şekilde birlikte katılmak şeklinde de olabilir.

  • Mola odasında ya da mutfakta konuşmak
  • Birlikte spor etkinliğine, sinemaya ya da restorana gitmek.
  • Sevilen televizyon programını birlikte izlemek.
  • Birlikte oyunlar oynamak.

Armağan Almak
Birçok insan Noel’de ya da doğum günlerinde hediyeler alınca memnun olur. Fakat bu sevgi diline sahip olanlar sevginin ifadesi olarak sürekli hediye almaktan memnun olurlar. Hediyeler basit de olabilir, karmaşık da. Önemli olan hediyeyi alan kişiye kendisini özel hissettirmesidir.

  • Çiçekler: Taze bir demet ya da saksı çiçeği.
  • Hediye çekleri: İyi bir restoranda yemek, özel bir hizmet ya da çok arzulanan bir ürün için hediye çeki olabilir.
  • Seçkin yazarların ya da konuların kitapları.
  • Kişi tarafında arzulanan özel bir ürün.

Onay Sözleri
Bunlar olumlu cesaret verici kişiyi bina edici sözlerdir. Buna dahil olabilecek bazı kelimeler:

  • Teşekkür etmek ve teşvik etmek için yazı yazmak, kart, mail ya da mektup göndermek
  • İyi iş çıkardıklarını söylemek.
  • Bir kişiyi yaptığı iyi işe devam etmesi için teşvik etmek.

Düşündüren sorular:

  1. Sizin ilk sevgi diliniz nedir?
  2. Hayatınızdaki önemli insanların sevgi dili nedir?
  3. Hayatınızdaki insanlara sevginizi nasıl ifade ediyorsunuz?
  4. Tanrı sevgisini size nasıl ifade ediyor?

Daha fazla bilgi için : Gary Chapman tarafından yazılan 5 sevgi dili ve Gary Chapman ile Paul White tarafından yazılan İşyerinde 5 Takdir Dili kitaplarına bakabilirsiz.

Dr. Kim Jessie, DMin

Ruhsal Armağanlar ve Hayattaki Amacınız

Tanrı, O’na iman eden herkese Kutsal Ruh’un yönlendirişinde bir amaç verir. Bu amaç kişiye Ruh tarafında bahşedilen armağanlar, yetenekler ve kabiliyetlerle başarıya ulaşır. Kutsal Kitap’ta birçok armağan listelenmiştir. Bu armağanlar Kutsal Ruh tarafından Mesih’in bedenini inşa etmek için dağıtılır. Herkes ruhsal armağanlarıyla Tanrı’ya yücelik vermeli ve O’nun Krallığını inşa etmekte kullanmalıdır. Kimse kendi armağanını bir diğerininkinden daha önemli görmemelidir. Tüm armağanlar, Tanrının arzusuna göre dağıtılır. Aşağıda, önderlerin anlamasına yardımcı olabilmek için çeşitli Kutsal Kitap metinlerinden alınmış armağanların listesi temel tanımlamalarıyla verilmiştir. Bir önder bu listeye bakıp belirli hizmetin başarılabilmesi için hangi armağanlara ihtiyaçları olduğunu belirleyebilir.

Romalılar 12:6-8

  • Peygamberlik: Gelecekte ne olacağını söyleyebilme yeteneği.
  • Hizmet: Başkalarının ihtiyaçlarına göre hizmet etmek.
  • Öğretme: Başkalarının öğrenmesine yardım etmek, başkalarına yol göstermek.
  • Öğüt Verme: Başkasının kalkınmasına yardım etmek.
  • Bağışta Bulunmak: İhtiyaçları karşılamak için kaynaklarını paylaşmak.
  • Yönetmek: Genel bir amaç ve hedef için başkalarına rehberlik etmek onları yönetmek.
  • Merhamet Etmek: Başkalarına kibarlık ve şefkat göstermek.

1 Korintliler 12:8-10

  • Bilgece Konuşma: Kutsal Ruh’un Tanrı’nın Krallığının büyümesi için bir gruba ne söylediği ile ilgili derin bir içsel anlayış.
  • Bilgi: Başkalarının ruhsal yürüyüşünde bilgi sağlamak için Kutsal Ruh’tan gelen bir anlayışa sahip olmak.
  • İman: Tanrı’nın ne yapabileceğine dair derin bir inanç.
  • Hastaları İyileştirme: Başkalarına şifa verme yeteneği.
  • Mucize Yapma Olanağı: Sadece Tanrı’dan gelen yetenek.
  • Peygamberlikte Bulunma: Gelecekte neler olacağını söyleme yeteneği.
  • Ruhları Ayırt Etme: Ayırt etmek güç olduğunda, iyi ile kötüyü ayırt etme yeteneği.
  • Dillerle Konuşma: Göksel bir dilde ya da bilinen farklı bir dilde konuşmak.
  • Dilleri Çevirme: Birisi göksel dillerde konuştuğunda konuşulanı açıklama yeteneği.

1 Korintliler 12:28-30

  • Elçiler: Yeni bir kilise ya da hizmet başlatarak Mesih’i paylaşmakta fırsat görenler.
  • Peygamberler: Gelecekte neler olacağını söyleyen kişiler.
  • Öğretmenler: Başkalarının öğrenmesine yardım eden ya da başkalarına yol gösteren kişiler.
  • Mucize Yapanlar: Mesih’in bedenini bina etmekte çalışan doğaüstü işlerle armağanlandırılmış kişiler.
  • Hastaları İyileştirenler: Başkalarına şife verme yeteneği olanlar.
  • Yardım Edenler: Başkalarına yardım edenler.
  • Yönetme Yeteneği Olanlar: Başkalarını yöneten ve başkalarına yön verenler.
  • Dillerde Konuşanlar: Göksel bir dilde ya da bilinen farklı bir dilde konuşmak.
  • Dilleri Yorumlayanlar: Birisi göksel dillerde konuştuğunda konuşulanı açıklama yeteneğine sahip olanlar.

Efesliler 4:11

  • Elçiler: Yeni bir kilise ya da hizmet başlatarak Mesih’i paylaşmakta fırsat görenler.
  • Peygamberler: Gelecekte neler olacağını söyleyen kişiler.
  • Müjdeciler: Mesih’in Müjdesini vaaz yoluyla öğreterek paylaşan kişiler.
  • Önderler: Diğerlerinin ruhsal ihtiyaçlarına odaklanarak Mesih’in bedenine hizmet edenler.
  • Öğretmenler: Başkalarının öğrenmesine yardım eden, başkalarını disiplin eden kişiler.

1 Petrus 4:9-11

  • Konukseverlik: Başkalarının rahat ve iyi hissetmesini sağlamak.
  • Konuşmak: Başkalarıyla Mesih’in iyi haberini paylaşmak.
  • Hizmet: Başkalarının ihtiyaçlarına hizmet etmek.

Ruhsal Armağanının ne olduğunu bilmeyenler ücretsiz değerlendirmeyi aşağıdaki linkte bulabilirler:
https://www.lifeway.com/lwc/files/lwcf_mycs_030526_spiritual_gifts_survey.pdf

Derin Düşünmek için Sorular:

  1. Ruhsal Armağanınız nedir?
  2. Armağanınızı Tanrı’nın Krallığını inşa etmek için nasıl kullanıyorsunuz?
  3. İşinizi başarmaya yardım etmesi için hangi Ruhsal armağanları takımınıza eklemeniz gerekiyor?
  4. Bu armağanları olan insanları nasıl bulacaksınız?

Dr. Kim Jessie, DMin

Sağlıklı İletişim

Birkaç ay önce, görevliden sandviçimin dilimlenip tost makinasında bastırılmasını istedim. Böylece sevdiğim gibi tereyağı eriyecekti. Bana sandviçimin ince dilimlenmiş ve tost yapılmış olarak masama geleceğini garanti etti. Yumruğumdan daha küçük olan sandviç masama geldiğinde, yedi küçük dilim halindeydi. Ben sandviçimin simit gibi ortadan ikiye bölünerek tost edilmesini istemiştim. Görevli çok küçük olan sandviçi ekmek dilimleyiciye koymuş ve mini tostlar yapmıştı. Üstünde daha fazla tereyağı! Nefis!

Aile, arkadaş ve diğer insanlarla iletişim kurmaya çalışırız. İletişim, başkalarıyla birlikte olmak, fikirleri paylaşmak, işleri tamamlamak ve hikayemizi anlatmak için gereklidir. İletişim kurduğumuz konuda karşımızdakini anlamaya çabalarız ve bazen ince dilimlenmiş tost veya dilimlenmeden tost edilmiş ekmek olarak sonuçlanır.

Kelimeler ne kadar önemlidir?
Etkili iletişim hakkında bilgi edinmek için internette araştırma yaparsanız, 1971’de Profesör Albert Mehrabian’ın iletişimin sadece% 7’sinin kullandığımız kelimelerden oluştuğu tezini görürsünüz.

Kelimeler Neden Zordur
Hepimizde iletişim kurmaya çalışırken kullandığımız kelimelerin zihinsel resimleri vardır. Bu yüzden, insanlar sözlerimizi kendi bağlamlarından yorumlar. Bazı bağlamlar şunları içerir:

  • Nesiller Boyunca
  • Kültürel
  • Cinsiyet Temelli

Dilimli sandviç siparişimi alan bayan, işyerinde dilimleyici olarak görevinde yeniydi. Küçük sandviçimi dilimleyiciye koyup bana ince dilimli tost vermeye istekliydi. Aynı basit iki kelimeyle farklı iki anlam ortaya çıkabilir. Bir kelimeyle cinsiyet temelliye örnek vermek gerekirse takım kelimesinin tanımına bakabiliriz. Deborah Tannen’e göre, “O (erkek) Söyler”, “O (kadın) Söyler” denilen “Söyler” dizisinde, erkeklerin genellikle takım kelimesini bir Lider/İzleyici bakış açısıyla yorumladıkları gözükür. Bir kişi bir işten sorumludur ve bir sorunu çözmek ya da hedefe ulaşmak için gerekli bilgiyi ve yapılacak işleri sağlayacaktır. Öte yandan, birçok kadın bir takımdaki herkesin eşit olduğunu ve itibarı hak eden öneriler sunabileceğini düşünür. Erkekleri ve kadınları, kelimeyi tanımlamadan ve süreci anlatmadan (lider / izleyici ya da eşit roller açısından) birlikte takıma alınca; her cinsiyet kendi farklı tanımlarını uygulamaya çalışacağı için çatışma çıkacaktır. Eğer iletişim kuramayan bir liderseniz, önce kullandığınız kelimeleri tanımlayarak işe başlayın.

İltişimin diğer %93ü:
Kelimelere ek olarak, iletişim Ses ve Beden Dili Tonundan oluşur. Ses tonu % 38, vücut dili ise % 55 oranındadır. İşlemsel Analizi kullanarak, üç temel ses tonunu tanımlayabiliriz: Yetişkin, Ebeveyn ve Çocuk. Yetişkin sesi işbirlikçi, saygılı ve açık fikirlidir. Ebeveyn tonu otoriter, patronluk taslayan ve farklı bir görüşe kapalıdır. Çocuk sesi, mızmız, saygısız ve alaycı bir tondur. Bir konuşmacı istediği sonuca göre kendi ses tonunu seçmelidir.

Beden Dili iletişimin önemli bir parçasıdır. Şunu hayal edin: İki kişi bir masada konuşuyor. Tartışma sırasında, ikisi de birbirlerine doğru eğiliyorlar. Onların vücut dili, konuşmaya tam olarak katıldıklarını gösterir. Aniden içlerinden biri arkasına yaslanıyor ve kollarını kavuşturuyor. Bu kişi kendini konuşmaya kapatıyor demektir. Artık iletişimde değil ve bunu da beden diliyle ortaya koyuyor.

Restauranta Dönelim
Bir dahaki sefere dilimlenmiş tost ekmeği sipariş ettiğimde, sandviçimin ince dilimlenmiş ve tost yapılmış olmasını rica ettim. Dilimlenmiş kelimesini söylediğimde, yan yana dilimi göstermek için elimle bir yan dilim yaptım. Sözlerim anlaşıldı ve çalışan kibar ses tonumu anladı. Sandviçim tek tek dilimlenmiş ve tost edilmiş mükemmel bir şekilde geldi. Etkili iletişim kelimeleri, uygun ses tonlarını ve etkili vücut dilini kapsar. İyi iletişim kuramıyorsanız, bu üç bölümden hangisini ele alacağınızı, hangisinde değişiklik yapacağınızı ve daha etkili bir şekilde iletişim kuracağınızı belirleyin.

Düşündüren Sorular:

  1. Diğerlerin ne demeye çalıştığınızı tam olarak anlaması için hangi kelimeleri tanımlamaya ihtiyacınız var?
  2. En son birisiyle tartıştığınızda hangi ses tonunu kullandınız? Karşınızdaki hangi tonu kullandı? Bu her ikiniz hakkında ne anlatıyor?
  3. Başkalarıyla genelde hangi vücut diliyle iletişim kurarsınız?
  4. Başkalarıyla hangi kelimelerle, hangi tonla ve vücut diliyle iletişim kurarsınız?
  5. Tanrı ile olan iletişiminizde kelimeleri, ses tonunuzu ve vücut dilinizi nasıl kullanırsınız?
  6. Daha etkili bir şekilde iletişim kurması için kime yardım edebilirsiniz?

Dr. Kim Jessie, DMin
Her Hakkın Saklıdır!

Konuştuğun Zaman Kimsin: Yetişkin, Ebeveyn ya da Çocuk

Son tartışmanızı düşünün… Konuşmanın sonunda sizi rahatsız eden bir ses tonu mu kullanıyordunuz? Tartışmaya daha kibar ve nazik bir yaklaşım seçmiş olmayı ister miydiniz? İşlemsel Analiz olarak bilinen terapi araştırmasında yer alan üç ses tonunu ele alalım ve bu tonların günlük iletişimde nasıl kullanıldıklarını görelim.

İşlem Analizi
1950’lerde, bir psikanalist olan Eric Berne, İşlem Analizi olarak bilinen psikanalitik bir tedavi kuramı geliştirdi. Onun önerisi, bir bireyin başka bir bireyle nasıl etkileştiğini tanımlamaya odaklanmaktı. Araştırmayı kullanarak, bireylerin sosyal etkileşimlerde bu üç durumdan (Yetişkin, Ebeveyn, Çocuk) biri olarak tanımlandıkları önermesini geliştirdi. Bu yöntemi günlük iletişimimiz için bir temel olarak kullanarak, kendi insan ilişkilerimizdeki etkileşimlerimizi değerlendirebiliriz. Yetişkin, Ebeveyn ve Çocuk sesleri ile konuşmamızı değerlendirmek, bize iletişimde nerede daha etkili olarak çatışmayı azaltabileceğimizi gösterecektir. Aşağıda bu ses tonlarının çok basitleştirilmiş bir açıklaması vardır.

Yetişkin
Yetişkin ses tonu, başka bir insana saygı duyan herhangi bir yaştaki bir kişi tarafından kullanılabilir. Yetişkin sesiyle etkileşenler olgun cevaplarla iletişim kurarlar. Karşısındaki kişiyi duymaya açık ve diğer kişinin bakış açısını düşünmeye isteklidir. İnsanlar fikre katılmadıklarında ve yetişkin ses tonunu sürdürdüklerinde; karşıt fikirler işitilebilir, değerlendirilebilir ve taraflarca üzerinde anlaşmaya varılabilir.

Ebeveyn
Her yaştan insan, ebeveyn ses tonunu kullanır. Bu, muhalif bakış açılarını cesaretlendiren, otoriter, kimseyi umursamayan bir tavırdır. Birçok tartışma, bir kişinin ebeveyn sesini kullanarak karşısındakini zorlamasıyla başlar. Bir konuşma ebeveyn ses tonuyla başladığında, diğer kişi ya ebeveyn ya da çocuk tonunda cevap verecektir (aşağıya bakınız). Ebeveyn tonlarında konuşan iki kişi birbiriyle daha çok çatışır ve kendi bakış açılarından zorlar.

Çocuk
Herkes çocuk ses tonunu kullanabilir. Bu ton mızmız ya da oyuncu olabilir. Şikayet eden bir kişi çocuk tonunu sergilemektedir. Bir kişi etrafta şaka yapıyorsa, çocuk ses tonunu kullanıyordur. Bir münakaşa sırasında, çocuk tonu ebeveyn tonunu kullanan birini rahatsız edebilir; çünkü ebeveyn sesi kullanan kişi belirli bir yanıt arıyordur ama çocuk sesi genellikle istenen bir görevi yerine getirme konusunda isteksizdir.

Bir tartışma yetişkin konuşmadan ebeveyn ve negatif çocuk tonlarına geçtiğinde, konuşmacılar ebeveyn / çocuk tonlarından yetişkin tonlarına dönmekte büyük zorluk çekerler. Bu geçişi başarılı bir şekilde gerçekleştirmek için, katılımcıların bir mola vermesi ve konuşmaya döndüğünde yetişkin formunda kalma kararında olmaları gerekir.

Düşündüren Sorular:

  1. En son bir tartışmaya girdiğinizde yetişkin, ebeveyn veya çocuk tonlarından hangisini kullanıyordunuz? Bu ses tonu, konuşmanın sonucunu nasıl etkiledi?
  2. Şimdi üç tonu da biliyorsunuz. Bu sizin önemli konuşmalarınızı nasıl etkileyecek?
  3. Tanrı ile konuşurken hangi tonu kullanıyorsunuz?

Dr. Kim Jessie, DMin
Her Hakkı Saklıdır!

Çatışma: Nasıl Başa Çıkılacağını Anlama

Çatışmaya vereceğim tepkinin tahmin edilebilir olduğunu ilk duyduğumda, dalga geçmiştim. Bir çalışma çatışmayı nasıl ele aldığımı nasıl belirleyebilirdi? Bir arkadaşıma göre, Thomas-Kilmann Çalışması (TKÇ) bir kişinin varsayılan çatışma yanıtını tanımlar. Bundan şüphe duyarken, onu almam ve tecrübe etmem konusunda beni teşvik etti. Aldıktan sonra, sonuçlara inanamadım; Bu yüzden her çatışma ardından tepkilerimi değerlendirmeye başladım. Ve evet, şaşırdım; çünkü çalışma çok doğruydu.

Girişkenlik ve İşbirliği
Thomas ve Kilmann’a göre, herkes değişen derecede girişkenlik veya işbirliği şeklinde çatışmaya tepki veriyordu. Girişkenlik, bir kişinin çatışma durumlarında kullandığı kararlılık, güç ve yoğunluk miktarını temsil eder. İşbirliği, bir kişinin yardıma, destek olmaya, ekip çalışmasına ve çatışma çözümüne katkıda bulunmaya ne kadar istekli olduğunu ölçer. Bir kişi, ne tamamen girişkenlikten işbirliğine geçebilir, ne de bir işbirlikçi tamamen girişken olabilir. Bu iki tutumun karışımından beş farklı tepki mümkündür: Kaçınmak, Rekabet Etmek, Uyumluluk, Uzlaşmak ve İşbirliği. Çoğu insanda anlaşmazlık çözüm biçiminin iki veya üç farklı kombinasyonu vardır.

Kaçınmak
Çatışma durumlarında girişken ya da işbirlikçi olmayan birisi, çatışmaya karşın kaçınma tepkisi gösterir. Bu kişi kendini çatışmadan uzaklaştırmayı ve başkalarının çatışmayı çözmesini seçer.

Rekabet Etmek
İşbirlikçi olmayan ama tamamen iddialı olan kişi rekabetçi çatışmayı ortaya koyar. Bu kişi hep kazanmak ister ve diğer kişiyi yenmek için her şeyi yapmaya hazırdır.

Uyumluluk
Uyumlu cevap tamamen işbirliği taraftarı olan ama iddialı olmayan kişiler tarafından kullanılır. Çatışmanın sona ermesini isterler ve karşı taraf ne isterse vermeye hazırdırlar.

Uzlaşmacı
Uzlaşmacı tavır, biraz iddialı ve aynı zamanda işbirlikçi birisi tarafından kullanılır. Bu kişi karşısındaki biraz verdiğinde o da aynı oranda vermeye hazırdır.

Ortak çalışma
Ortak çalışan kişi tamamen iddialı ve işbirlikçidir. Bu kişi herkesin kazanmasını ister ve herkes tatmin oluncaya kadar da çalışmaya isteklidir.

TKÇ (Thomas Kilmann Çalışması)
Değerlendirme, çevrimiçi veya kağıt üzerinde yapılabilecek basit ve kendi başına bir testtir. Tamamlanması yaklaşık 15 dakika sürer ve sonuçlar anında olur. Birçok dilde kullanılabilir.
http://www.kilmanndiagnostics.com/catalog/thomas-kilmann-instrument-one-assessment-person

Düşündüren Sorular:

  1. Çatışmaya verdiğiniz tepkiyi gösterdiğinizde birincil çatışma tepkinizin ne olduğuna inanıyorsunuz?
  2. Normal tepkiniz ne zaman uygundur?
  3. Normal tepkiniz ne zaman uygun değildir?
  4. Tanrı’nın O’nunla çatıştığınız zaman size nasıl yanıt vermesini istiyorsunuz?

Dr. Kim Jessie, DMin
Her Hakkı Saklıdır!

AKILLI Amaçlar ve Eylem Adımları: Küçük Parçalar Büyük Pay Getirir

Tanrı tarafından verilen vizyonunuzu ve misyonunuzu belirledikten sonra, bunları gerçekleştirmenize yardımcı olacak amaçlara ve eylem adımlarına ihtiyacınız vardır. Amaçlar vizyon ve misyonu gerçekleştirmek için yapılan uygulamalı aktivitelerdir. Eylem adımları, bir amaca ulaşmanıza yardımcı olan daha küçük parçalardır. En iyi AKILLI amaçlar:

  • Özel
  • Ölçülebilir
  • Ulaşılabilir
  • İlgili
  • Zamana Bağlı

Özel
Amaçları yazarken, kesin bir dil kullanmalıyız. En iyi amaçlar birkaç basit kelime ile yazılır. Süslü veya karmaşık kelimelere gerek yoktur.

Ölçülebilir
İyi bir amacın ölçülebilir olması gerekir. Beş, on, yüz, bin gibi sayıları kullanabiliriz. Bütün bu kelimeler sayılabilen bir şeyi gösterir.

Ulaşılabilir
En iyi amaçlar biraz zorlayıcıdır; ancak onu yazan kişi tarafından insani ölçülerde ulaşılabilir olmalıdır. Çok zor değil ama çokta kolay olmamalıdır. Sadece gerçekçi olmalıdır. Herkes ulaşılabilir amacın ne olduğunu tanımlamalıdır.

Alakalı
Amaç vizyon ile ilgili olmalıdır. Aksi halde, amacın tamamlanması için bir sebep kalmaz. Vizyonunuz kendi mahallelerinde eğitim gören toplum çocuklarıysa, bir roket gemisi inşa etmemelisiniz.

Zamana Bağlı
Bu amaç bileşeni iki olasılık içermelidir: Bir başlangıç tarihi ve bir bitiş tarihi. Genellikle, tamamlanması planlanan tarih için bir amaç yazılır. Bazen de amacın bitmeyebileceğini öngören bir başlangıç tarihine göre amaç yazılır.

Bitiş tarihi örneği: 1 Ağustos’a kadar bir okul inşa edilecek.

Başlangıç tarihi örneği: Dersler 1 Eylül’de yeni okulda başlayacak.

Eylem adımları
Amaçlar belirlendikten sonra, amaca ulaşmak için eylem adımları yazılır. Eylem adımları büyük olan amacı daha küçük, yönetilebilir parçalara ayırır. Eylem adımları da AKILLIDIR. İhtiyaç duyulduğunda yeni eylem adımları eklenebilir.

Amaç: Ocak ayında en az 10 öğrenciyle liderlik eğitimi dersi başlatın.

Eylem adımları:

1. 1 Temmuz’a kadar eylem adımlarınızı belirleyin.

2. 15 Temmuz’a kadar bir eğitim yeri bulun.

3. 1 Ağustos’a kadar tanıtım materyallerini yazın ve  yayınlayın.

4. 1 Eylül’de öğrencileri kaydetmeye başlayın.

5. Ekim’den Aralık ayına kadar öğrencilere haftalık takip mailleriatın.

6. 1 Ocak’a kadar kayıt sayısına göre 10 ya da daha fazla eğitim kitapçığı bastırın.

7. 15 Ocak’ta 10 ya da daha fazla öğrenci ile eğitimi başlatın.

Amaçlar ve eylem adımları işe odaklanmamızda bize yardım eder. Böylece, vizyonumuzu misyon çabamızla gerçekleştirmiş oluruz.

Düşündüren sorular:

  1. Tanrı sizden hangi amaçları başarmanızı istiyor?
  2. Amaçlarınızı nasıl AKILLI kılabilirsiniz?
  3. Amaçlarınız vizyonunuzu başarmanıza nasıl yardım ediyor?
  4. Yazmanız gereken hangi yeni amaçlarınız var?

Dr. Kim Jessie, DMin
Her Hakkı Saklıdır!

Vizyon, Misyon, Amaçlar: Fark Nedir?

Çoğunlukla, vizyon, misyon ve amaçlar kelimelerini birbirinin yerlerine kullanırız. Bununla birlikte, bu kelimelerin anlamlarında ince farklılıklar vardır. Doğru anlaşıldığında, hayatlarımızı nasıl yaşadığımıza kadar bizi etkiler. Yeremya 29, her üçü için de bize bir örnek sunar.

Vizyon
Yeremya 29, Babil Sürgününde yaşayan insanlara verilmiş peygamberlik sözüdür. Sürgündeki halk, sürgünün yakında biteceğini ve Vaat Edilmiş Topraklara geri döneceklerini ilan eden sahte peygamberlere inanmak istediler. Ancak Tanrı, Yeremya peygambere gerçek büyük resmi ve İsraillilerin bu yeni gerçeklikte yapmaları gerekeni esinledi.

Bir vizyon tercih edilmiş farklı bir geleceğin resmidir. Nerede olduğunuzu değerlendirdiğinizde ve nasıl olması gerektiğine karar verdiğinizde vizyon başlar. Vizyon, bir şeylerin olması gerektiği şeklin kelimelerle ya da sanatsal bir biçimde resmedilerek tarifi ve tasvir edilmesidir. Sürgündekilerin vizyonu, kendi vatanlarında yaşayan yenilenmiş bir ulus olmaktı. Tanrı’nın onlara verdiği vizyon, Vaat Edilmiş topraklarda huzurlu bir şekilde yaşayan ve bütün kalbiyle O’nu arayan insanlardı. (Yeremya 29: 11-14) Sürgünler eve gitmek istedi; Tanrı, onların yüreklerini yeniden kendisine yönlendirmelerini ve O’nu ciddiyetle aramalarını istedi.

Misyon
Misyon, nasıl kısmını sağlar. Vizyonu gerçekleştirmek için nasıl ilerleriz sorusunu cevaplar. Misyon, beklenen geleceğe ulaşmak için kullanılacak araçları, yöntemleri ve/veya davranışları tanımlar.
Sürgündekiler için, nasıl (misyon) şöyleydi:

  • Oldukları yere yerleşmek.
  • Sayıca çoğalmak.
  • Yeni şehrin refahı için Rab’be dua etmek, çünkü şehrin refahı onlara refah getirecekti.

İnsanlar Tanrı’nın verdiği bu göreve itaat ettiklerinde ve buna göre yaşadıklarında, kalpleri ve kimlikleri değişecektir. Onlar, Tanrı’nın olmalarını istedikleri kişiye dönüşecekler ve geçmişte oldukları kişiyi geride bırakacaklardır.

Amaçlar
Amaçlar, görevi başarmak için gereken özel eylemlerdir. Amaçlar, misyon ve vizyonu gerçekleştirmek için ne yapmamız gerektiği sorusuna cevap verir. Sürgünler için, Tanrı, bir misyon verdiğinde amaçlarını da beraberinde verdi. Bunlar:

  • Ev inşa etmek, tarlaya tohum ekmek ve yiyecek üretmek.
  • Evlenmek, çocuk sahibi olmak ve çocuklarına eşler bulmak.
  • Esenlik aramak ve yaşadıkları şehrin refahını sağlamak.

İnsanlar ev kurma, eş bulma ve yeni topluluklarının huzur ve refahını arama amaçları için çabalarken, Tanrı’ya güvenmeye zorlanmış olacaklardır. Onların güveni, yetmiş yıllık sürgünden dönecek sürgünlere temel oluşturacaktır.

Düşündüren Sorular:

  1. Tanrının size esinlediği gelecek nedir?
  2. Yeni geleceği gerçeğe dönüştürmekte kullanmanız için, sizi hangi düşünce, yöntem ve/veya davranışlara yöneltiyor?
  3. Büyük resmi yapmak için günbegün tamamlamanız gereken parçalar nelerdir?

Dr. Kim Jessie, DMin
Her Hakkı Saklıdır!

Misyonum Nedir?

Misyon Tanımı
Misyon, Tanrı’nın size sunduğu (veya açıkladığı) vizyonu gerçekleştirmenize yardım etmenizi sağlayan bir görev, çağrı veya amaçtır. Misyon ve vizyon birlikte gider. Vizyon, neler olabileceğinin büyük resmini sunar ve misyon, vizyonun nasıl gerçekleştirileceğini belirler. Arzu edilen geleceği gerçekleştirmek için işin yapılacağı araçları, yöntemleri ve/veya davranışları sunarak vizyona ulaşmak için nasıl ilerlediğinizi açıklar.

Bir Misyonu Tanımlamanın Önemi

Tanrı’dan olan bir misyonu tanımlamak çalışmamıza odaklanacak ve bizi gereksiz uğraşlardan kurtaracaktır. Sıklıkla, yaptığımız şeyi neden yaptığımızı düşünmeden kendimizi gereksiz bir aktiviteye dahil ederiz. Bir vizyonumuz ve misyonumuz olduğunda, vizyon başarısı için neyin önemli olduğunu ve misyon başarısını neyin engelleyeceğini değerlendirebiliriz. Bu analiz, doğru şeylere evet dememize ve istenmeyen etkinliklere hayır dememize olanak tanır.

Benim vizyonum, cesur liderlerin Tanrı’daki geleceklerini tam olarak yaşamaları misyonumsa, bu liderleri Tanrı’nın yarattığı ve çağırdığı kişi olmaları için cesaretlendirmek, donatmak ve güçlendirmektir. Benim rolüm, teşvik etmek, donatmak ve güçlendirmektir. Bu noktada bir fırsat karşıma çıktığında, görevime uyup uymadığını hemen tespit edebilirim. Yeni liderler yetiştirmek için bir ekipte hizmet etmem istenirse, bunun Tanrı’nın bana verdiği misyona ne kadar uygun olduğunu görebilirim. Ama eğer birisi beni bir depolama ünitesinde malzeme düzenlemeye davet ederse, bunun benim misyonum olmadığını kolayca söyleyebilirim. Ancak, ilkine evet, ikincisine hayır demeden önce, Tanrı’ya bunun yaşamım için olan daha büyük planının bir parçası olup olmadığını sormalıyım. Tanrı’nın izni, iyi bir misyon fırsatının yerini alır.

Misyonunuzu Tanımlamak için Basit Bir Süreç
Tanrı, seni asla terk etmeyecek, seni asla bırakmayacaktır. Size bir vizyon verdiğinde, o vizyonu gerçekleştirmek için size bir misyon da sunar. Genellikle, vizyonu anlamak dua ve bir süreç gerektirir. Bazen Tanrı bunu aniden gözler önüne serer. Aynı şekilde, misyon da duayla birlikte bir süreç alabilir ya da ruhsal bir deneyim anında aniden ortaya çıkabilir. Normalde Tanrı, biz, yapmamız için çağırdığı şeyle güreşirken, Yakup’un deneyimini yaşamamıza izin verir. Bu neyin Tanrı’dan, neyin bizim kişisel isteklerimizden geldiğini anlamamıza yardım eder. O’nun yolu her seferinde en iyisi olacaktır.

  1. Dua edin ve Tanrıdan size armağanlarınıza, yeteneklerinize ve kabiliyetlerinize uygun misyon sözcükleri vermesini isteyin.
  2. Misyon sözcüklerini 2, 3 ya da 4 anahtar kelimeye daraltın.
    (Benim kelimelerim: Cesaretlendir, Donat ve Güçlendir)
  3. Tanrı’ya dua edin ve kiminle ya da ne için çalışmanız gerektiğini sorun.
  4. Bir liste yaparak net bir şekilde tanımlayın. (Benimki “kiminle”: Liderler)
  5. Dua edin, üzerinde çalıştığınız konuların sonucunu Tanrıya sorun.
  6. Bunu mümkün olduğunca sade yapın. (Sonuç için umudum: Olmak için çağrıldıkları ve yaratıldıkları Tanrısal kimliğe uygun biçimde yaşayan önderler)
  7. Bunları hatırlamak için kolay bir ifadeyle yazın.
  8. Tanrı’nın size verebileceği daha fazla olasılık için hazırlıklı olun.

Unutmayın ki, bu aşamalar, dua ve zaman alır. Tanrı’nın sizi yapmanız için çağırdığı ve yarattığı kişiden emin olana kadar devam eder. Ayrıca bu ilk adım sizi şaşırtacak ve donatacak bir maceranın başlangıcı olacaktır. Tanrı’nın sizin gerçek potansiyelinizi ortaya koymasını izleyin.

  1. Düşünmek için sorular: Tanrı’nın verdiği armağanlarınız, yetenekleriniz ve kabiliyetleriniz nelerdir?
  2. Tanrı’nın hayatınızdaki misyonunu yerine getirmek için bu armağanları, yetenekleri ve kabiliyetleri nasıl kullanıyorsunuz
  3. Başkalarının misyonlarını keşfetmelerine nasıl yardımcı olabilirsiniz?

Mission Statements hakkında daha fazla bilgiyi The Path by Laurie Beth Jones’da bulabilirsiniz.

Dr. Kim Jessie, DMin
Her Hakkı Saklıdır.

Vizyon: Büyük Resim

Uzun yıllar önce, hedeflerine ulaşmak için mücadele eden bir liderle buluşmuştum. Tükenmişlik sınırında ve yorgundu. İşini bırakmanın, daha az stresli bir yerde çalışmanın vakti geldiğini düşünüyordu. İşte konuşmamızdan bir kesit:

Ben: Nasıl gidiyor?
Lider: Çok yorgunum; Çok çalışıyorum.
Ben: Ne yapıyorsun?
Lider: Her şey! Adını sen koy; Her şeyi yapıyorum.
Ben: Neyi başarmaya çalışıyorsun?
Lider: Ne demek istedin?
Ben: Büyük Resim! Vizyonun nedir?
Lider: Bilmiyorum. Sadece yapılması gereken her şey üzerinde çalışıyorum.
Ben: Neyi başarmaya çalıştığını bilmiyorsan, neyin yapılması gerektiğini nereden biliyorsun?
Lider: İyi bir soru. Bana yardımcı olabilir misin?

Vizyon Açıklaması Nedir?
Birçoğumuz Süleyman’ın Özdeyişlerindeki şu ayeti biliriz 29:18, “Tanrısal esinden yoksun olan halk, Sınır tanımaz olur.” Yani vizyonsuzluk sizi mahveder. Lider arkadaşım, başarmaya çalıştığı şeyle ilgili hiçbir vizyona sahip değildi ve hızlı bir şekilde, yapılması gereken her şeyi yaparak tükeniyordu.Vizyon, bir ürünün tamamlanmış resmidir. Yaptığınız şeyi bitirdiğinizde başarmış olmanız gereken şeklidir. Bunu tamamlamak yıllarca, hatta ömür boyu çalışmanızı gerektirecek kadar uzun sürebilir.
Benim vizyonumu “Cesur liderlerin geleceklerini tamamıyla yaşaması” cümlesi açıklar. Görebildiğiniz gibi, hayatımın geri kalanında bu vizyon üzerinde çalışabilirim; çünkü her zaman cesaretlendirilmek ve Tanrı tarafından verilmiş amacı (geleceği) keşfetmek için yardıma ihtiyaç duyan liderler olacaktır.

Vizyon Açıklamanızı Nasıl Yazarsınız?
Bir vizyon açıklaması çok kişiseldir. Tanrı’nın sizi kim olmanız için yarattığını anlamakla başlar ve neyi yapmanız için sizi yarattığı konusunu da dahil ederek devam eder. Bu işlem birkaç adım içerir:

  1. Dua edin, Tanrı’dan kim olduğunuzu açıklamasını isteyin.
  2. Tanrısal değerlerinizi, kişiliğinizi, armağanlarınızı, becerilerinizi ve yeteneklerinizi tanımlayın.
  3. Tanrı’nın sizi yarattığı kimlik konusunda samimi ve rahat olun.
  4. Dua edin ve ne olabileceğine dair resmi görmek konusunda yardım etmesi için Tanrı’ya sorun.
  5. Kutsal Kitabı okuyun. Çünkü Kutsal Kitap öyküleri ve kutsal metinler, Tanrı’nın size söylediği şeyleri desteklemektedir.
  6. Resim netleştikçe, anahtar kelimeleri not edin.
  7. Bir vizyon bir dönem için olabilir; sonrasında yeni bir vizyon için Tanrı’nın yüzünü aramaya hazır olun.
  8. Açıklamanızı ezberleyin; böylece, kendinize arada hatırlatırken başkalarına da Tanrı’nın sizi neyi başarmanız için yarattığını anlatabilirsiniz.

Bir Vizyon Açıklaması Ne Yapar?
Bir vizyon açıklaması, Tanrı’nın sizi olmanız için yarattığı kişi olarak, ne yapmanızı istediğini belirlemenize yardımcı olur. Her birimizin kişilikleri, ruhsal armağanları, özel yetenekleri ve kabiliyetleri vardır. Kendimizin bu yönlerini bilmek O’nun tasarımının sadece bir parçasıdır. O, dünyadaki amacını yerine getirmemiz için bu parçaları nasıl kullanacağımızı bilmemiz ve anlamamız gerektiğini düşünüyor. Dünyadaki amacını yerine getirmekteki rolümüz, O’nun bize verdiği vizyonudur. Vizyon açıklamanız şimdiki rolünüzü tanımlar.

Bir takımla çalışırken, liderin vizyonu ekibin çalışmalarını birleştirir. Her takım üyesinin takım liderinin vizyonu altında bir alt vizyonu vardır. Birkaç yıl önce bir hizmet ekibi ile çalıştım. Takım lideri kayıplara ve haklarını savunamayanlara müjdelemek konusunda hizmet eden muhteşem bir vizyona sahipti. Her bir takım üyesiyle Tanrı’nın ona vermiş olduğu vizyonu başarmakta hem takım olarak hem de birey olarak nasıl çalıştıklarını gördüğünü paylaştı. Takım liderlerinin vizyonunu desteklemek için kendi Tanrı-vergisi vizyonlarını keşfettiklerinde, bu büyük vizyon heyecan ve bir birlik doğurdu. Birkaç ay içinde, iki takım üyesi vizyonlarının takım liderinin vizyonunu desteklemediğini fark etti. Çok sayıda dua ve danışmanlığın ardından, bu iki takım üyesi kendi istekleriyle bu takımdan ayrıldılar; böylece liderin vizyonunu olumsuz yönde etkilememiş oldular. Takımda kalsalardı, rakip vizyonları takımda çatışmaya neden olacaktı ve Tanrı’nın çalışmasını engelleyecekti.

Göz önünde bulundurulması gereken sorular:

  1. Tanrı’nın yaşamınız için olan vizyonu nedir?
  2. Tanrı tarafından verilen değerinizin, kişiliğinizin, armağanlarınızın ve yeteneklerinizin faydasını nasıl görürsünüz?
  3. Tanrı, vizyonunuz hakkında ne bilmenizi istiyor?
  4. Tanrı vergisi vizyonunuz hakkında ne kadar tutkulusunuz?

Dr. Kim Jessie, DMin
Her Hakkı Saklıdır!